A'DAN Z'YE KORONAVİRÜS (COVİD-19) - PROF. DR. REŞAT ÖZARAS

COVID-19 Salgını

İnsanlık tarihinin yaşadığı en büyük salgınlardan biriyle karşı karşıyayız ve maalesef tarihe şahitlik ediyoruz. Şehirlerde hayat durdu, işyerleri, okullar kapandı Üç milyarın üzerinde insan karantinada ve salgından etkilenen yüzbinler hastanelerde. On binlerce insan hayatını kaybetti. Bir kez daha bir bulaşıcı hastalığın insanlık için ne kadar büyük bir tehdit olabileceğini gördük. Yüzlerce yıldır gelişen, ilerleyen bilim ve teknolojiye rağmen ülkeler, yer yer bu devasa salgın karşısında çaresiz ve yetersiz kaldılar. Ülkemiz de bu felaketten maalesef payını aldı ve halen de almakta.

İnsan ve virüsün bu amansız savaşında, büyük bir hasar almış olsa da insanın aklı galip gelecektir. Virüsün değişen durumlara karşı nasıl davrandığı, nasıl bulaştığı, nasıl bulaşmadığı, hangi hücreleri daha çok tercih ettiği, kimleri daha çok etkilediği ve virüsün nasıl öldüğü iyi anlaşıldığında mücadele insanın lehine dönüşmektedir. Salgın bilimi ve virüs biliminin birikimi, bize aslında ne yapmamız gerektiğini açıkça söylüyor, ancak korku ve panik duyguları bazen akılcı uygulamalara engel olabiliyor. Bu salgınla birlikte her şey değişecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hayat tarzı, sosyal ilişkiler, insan hareketleri, toplu eğlence anlayışı, işyeri ve ev hayatı yeniden şekillenecek, bu salgının kırılması, kontrol edilmesi ve sonrasında da benzer salgınlarda bu kadar derin yaralar alınmaması için köklü değişiklikler olacaktır.

Virüsler

Kendi kendine dışarda çoğalamayan ancak başka bir canlı hücresinde çoğalabilen en küçük mikroorganizmalardır. Virüsler, vücudumuza değişik yollarla (solunum yolu, kan, cinsel temas gibi) girdikten sonra tercih ettiği, sevdiği dokulara girerler ve yerleşirler (Buna virüsün afinitesi denir). Örneğin hepatit virüsleri karaciğere, grip (influenza) virüsü solunum yolu hücrelerine, AIDS’e neden olan HIV kan hücrelerine yerleşir. Vücudumuza girdikten sonra çoğalıp dokulara zarar vermesi için de belirli bir süre gerekir; bu süreye kuluçka dönemi denilmektedir.

Koronavirüs (Coronavirus)

Koronavirüsler hafif seyirli kendi kendine iyileşen solunum yolu enfeksiyonu (nezle) yapan etkenlerdir. Yüzyıllar boyunca insandan insana geçen ve ciddi sağlık sorunu oluşturmayan hastalıklara neden olmuşlardır.

Ancak hayvanlarda hastalığa neden olan ve insanlara bulaştığında ağır seyirli, ciddi salgınlara yol açan bazı koronavirüsler tanımlanmıştır. Bunlardan ilki 2002-2003 yıllarında salgın yapan Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) etkeni olan SARS-koronavirüsüdür. Toplam 29 ülkede 8000’den fazla insanı hasta etmiş ve 774 kişinin ölümüne neden olmuştur. İkinci büyük koronavirüs salgınına ise 2013 yılında başlayan, Suudi Arabistan başta olmak üzere 26 ülkeyi etkileyen Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) koronavirüsü neden olmuştur. Olgu sayısı azalmış olmakla birlikte, bu salgın halen devam etmektedir. Bugüne kadar 2500’ü aşkın kişide hastalığa neden olmuş ve 866 kişinin ölümüne neden olmuştur.

COVID-19

İlk olarak Çin’in Wuhan bölgesinde, 2019 yılı Aralık ayında başlamış olan salgının etkeni de bir koronavirüstür. Solunum yolu enfeksiyonuna neden olan ve insandan insana yoğun olarak bulaşan bir virüstür.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından virüsün adı SARS-CoV-2 (Şiddetli Akut Solunum Sendromu-Koronavirus-2) ve bu virüsün neden olduğu hastalığın adı ise COVID-19 olarak konmuştur.

Bu salgın 30 Ocak 2020'de CoViD-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir acil sağlık durumu olarak ve 11 Mart 2020 tarihinde de pandemi, yani küresel salgın hastalık olarak ilan edilmiştir.

COVID-19 Hastalığında Belirti ve Bulgular

COVID-19 hastalığı boğaz ağrısı, yüksek ateş, baş ağrısı, göğüste ağrı ve öksürük, hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise nefes darlığı, solunum güçlüğü ile seyreden bir hastalıktır. Ayrıca hastalar bulantı-kusma, ishal, kas ve eklem ağrısı, iştahsızlık gibi farklı belirti ve bulgularla da başvurabilir.

Hastalığın çocuklarda ve gençlerde, üst solunum yolu enfeksiyonlarından ayırt edilemeyen hafif belirti ve bulgularla seyrettiği buna karşılık özellikle akciğer hastalığı bulunan, ileri yaşta, diyabet, hipertansiyonu olan ya da bağışıklık sistemini baskılayan hastalığı olanlarda daha ağır seyrettiği gözlenmektedir.

COVID-19 hastalığının kuluçka süresi 2 ile 14 gün arasında değişse de hastaların büyük bir bölümünde bu sürenin 5-6 gün olduğu görülmüştür.

COVID-19 Hastalığının Seyri

Hastalığa yakalanan kişiler üzerinden elde edilen verilere göre, hastalık yavaş bir seyir izlemekle birlikte 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı kişilerde genç ve sağlıklı kişilere göre daha ağır seyretmekte, neden olduğu solunum yetmezliği sendromuyla özellikle bu grupta ölümlere neden olabilmektedir.

Ölü sayısının yüksek olduğu iki ülkede, İtalya (1625 hasta) ve Çin’de (1023 hasta) kaybedilen hastaların yaş aralıkları (1):
Yaş Aralığıİtalya’da Ölüm OranıÇin’de Ölüm oranı
0-9 yaş%0%0
10-19 yaş%0%0,2
20-29 yaş%0%0,2
30-39 yaş%0,3%0,2
40-49 yaş%0,4%0,4
50-59 yaş%1,0%1,3
60-69 yaş%3,5%3,6
70-79 yaş%12,8%8,0
80 yaş ve üstü%20,2%14,8
Bu verilerden, 60 yaş üstündeki grupta ölüm oranlarının birden yükseldiği görülmektedir. Bu yaş grubunda diyabet, kalp hastalığı, hipertansiyon gibi hastalıkların daha fazla olması, bu hastalıktan dolayı daha yüksek ölüm oranları olmasına neden olmaktadır.

Koronavirüsten Korunmak

Koronavirüs temel olarak solunum yoluyla, çok daha az oranda da temas yoluyla bulaşmaktadır. En büyük bulaşma riski, hastanın öksürme, hapşırma, konuşma sırasında ortaya çıkan sekresyonlara, damlacıklara maruz kalmaktır. Ayrıca bu sekresyonlar ve damlacıklar, çevrede bir süre bulaştırıcı olarak kalmakta, bunlara temas eden kişinin elini mukoza dediğimiz, savunması az olan bölgelere (ağız, burun, göz) götürmesi ile de bulaşma gerçekleşmektedir. Bu sebeple kişilerin birbirine virüsü bulaştırmamaları için toplu alanlarda bulunmaması, mutlaka insanlara karşılaşmaları gerekiyorsa aralarına mesafe koymaları (en az 1 metre) gerekmektedir.

Koronavirüs enfeksiyonundan diğer insanların korunması için, öncelikle herhangi bir belirti ve bulgusu olanların, insanlardan uzak durarak ve maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir. Ayrıca düzenli olarak ellerin su ve sabunla yıkanması veya alkollü el dezenfektanı kullanılması, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun mendil kapatılması ve kullanılan mendilin çöpe atılmasını takiben ellerin yıkanması gereklidir.
Koronavirüse karşı dokunulan yüzeyler (cep telefonları, masalar, bilgisayarlar, kapı kolları, elektrik düğmeleri, tezgahlar, telefonlar, tuvaletler, musluklar) her gün temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Sirkenin, virüslere karşı öldürücü bir etkisi yoktur. Çamaşır suyu (yüzde 1 oranında sulandırılmış olarak: 1 ölçek çamaşır suyu 99 ölçek su) ise virüslere karşı öldürücü bir etki göstermektedir. Yüzey temizliğinde kullanılır, el ve yüz için kullanılmamalıdır. El dezenfeksiyonunda ise bu amaçla hazırlanmış (klorheksidinli ya da alkollü) el dezenfektanları kullanılmalıdır.

Bunun dışında sağlıklı beslenmeli, bol sıvı tüketilmeli ve varsa mevcut hastalıkların tedavisi ihmal edilmemelidir.

Karantina/İzolasyon

Karantina veya izolasyon, hastalığın insandan insana bulaşmasını engellemek kişilerin için ayrı bir yerde tutulmasıdır. Hastanın ayrı tutulması şeklinde olabileceği gibi, hasta olmayanların, hasta olmamaları için ayrı tutulmaları, dışarı çıkmamaları şeklinde olabilir. COVID-19 hastalığının kuluçka süresi 14 güne kadar uzayabileceğinden hastalık şüphesi olan kişilerin 14 gün boyunca izolasyona veya karantina altına alına alınarak diğer kişilerden ayrı tutulması gerekmektedir.

Koronavirüs Tanı Yöntemleri

COVID-19 hastalığının tanısı, belirti ve bulguları değerlendiren hekim tarafından konur. Hastalığın belirti ve bulguları diğer solunum yolu enfeksiyonları ile karışabilir. Bu nedenle laboratuvar yöntemleri ile tanı konması gerekir. Bu test, boğaz sürüntüsü örneği alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen laboratuvarlarda yapılmaktadır. Hastalığın belirti ve bulgularının çok az ya da hafif olduğu hastalarda kesin tanı koydurucu özelliğe sahiptir.

Hastalığın akciğerleri tuttuğu, öksürük ya da nefes darlığı oluşturduğu hastalarda ise bu testlere ilave olarak akciğerin bilgisayarlı tomografisi ile tanı konmaktadır.

COVID-19 Hastalığının Tedavisi

COVID-19 hastalığı, Aralık 2019’dan sonra gördüğümüz yeni bir hastalıktır. Aşısı ya da bu hastalığa özgü bir tedavisi yoktur. Ancak hem diğer koronavirüsler olan SARS ve MERS hastalıklarında kullanılan tedaviler hem de diğer virüs hastalıklarında kullanılan ilaçların bir kısmı COVID-19 hastalığında da yarar sağlamaktadır. Bu ilaçların bir kısmı COVID-19 teşhisi konduktan sonra Sağlık Bakanlığı tarafından verilmektedir.

COVID-19 Hayatımızı, Toplumumuzu Karartmasın

COVID-19 ile mücadelede hepimize görevler düşmektedir. Birey olarak, bulaşma zincirini kırmak için diğer insanlarla karşılaşmamak, bir araya gelmekten kaçınmak gerekir. Bilimsel kurulların önerileri ile hayata geçirilen tedbirleri uygulamak, hasta olmamak için gereken tüm tedbirleri almak, hastalık bulguları başladıktan sonra da vakit kaybetmeksizin, diğer insanlara bulaşa izin vermeden hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.